Ana Sayfa » DAVRANIŞSAL FİNANS » Cognitive Dissonance Nedir?

Cognitive Dissonance Nedir?

Kişisel Yatırım 19 Ocak 2025
Cognitive Dissonance Nedir?

Bir önceki yazımızda Prospect Teorisi’ni ve bu teoriyi destekleyen deneysel ile kimyasal çalışmalardan bahsetmiştik. Şimdi ise Leon Festinger’in geliştirdiği Cognitive Dissonance (İdrak Uyumsuzluğu) teorisi üzerinde duracağız. Festinger’in bu teorisi, yatırımcı psikolojisinin derinliklerine ışık tutan önemli bir kavramdır.

Cognitive Dissonance Nedir?

İdrak uyumsuzluğu veya bilişsel uyumsuzluk diye adlandırdığımız Cognitive Dissonance, beklenti ve gerçeklik arasındaki farkın yarattığı zihinsel rahatsızlık durumunu ifade eder. Leon Festinger bu teoriyi, insanların beklentileri ile gerçeklik arasında bir uyumsuzluk yaşadığında nasıl tepki verdiklerini inceleyerek geliştirmiştir. Özellikle yatırım dünyasında bu uyumsuzluk, yatırımcıların stres ve irrasyonel kararlar almalarına neden olabilir. Leon Festinger gerçek bir bilim adamıdır aslında kendisi davranışsal finansçı değil bir psikologtur. Hastaların üzerinde çalışmalar yapıyor ve beynin nasıl bir fonksiyon gördüğünü anlamaya çalışıyor. Leon Festinger’in bu teorisi Prospect Teorisinden çok daha ileri düzeyde bir teoridir.

Cognitive Dissonance’ın ne olduğunu merak ediyorsunuz, değil mi? İdrak uyumsuzluğu nedir? Dissonance, uyumsuzluk anlamına gelirken, rezonans uyumluluk anlamını taşır. Cognitive ise bilişsel olarak çevriliyor, yani beynin içerisindeki karar mekanizmasını ifade ediyor. Algılama ya da bir şeyi bilme durumunda ortaya çıkan bu uyumsuzluk nasıl oluşuyor? Gelin, bunu detaylı bir şekilde açıklamaya çalışalım.

Basit bir örnekle açıklayalım: Bir arkadaşınız size buluşmak için saat verdi diyelim, saat 13:00’te Kadıköy’de buluşacaksınız. Saat 13:00 oldu ve arkadaşınız gelmedi. Düşündünüz, “Belki trafiğe takılmıştır.” Saat 13:05 oldu, yine gelmedi. Saat 13:10, 13:20 derken hâlâ ortalarda yok. Cep telefonundan arıyorsunuz, ama cevap alamıyorsunuz ya da telefon ulaşılamıyor. Saat 13:30’a geldiğinde ne hissedersiniz? İşte burada, beyninizdeki beklenti ile gerçekleşen arasındaki uyumsuzluk artmaya başlar. Beklediğiniz şey, saat 13:00’te buluşmaktı. Ancak bu gerçekleşmedi ve bu uyumsuzluk giderek arttıkça stres, üzüntü, hatta zamanla öfke veya nefret duygularına dönüşebilir.

Festinger’e göre, bir konuda beklentiniz varsa ve gerçekleşen ile beklenti arasında uyumsuzluk artmaya başlarsa, bu durum stres seviyenizi artırır. Stres yükseldiğinde ise vücudunuzda kimyasal değişiklikler meydana gelir; adrenalin seviyesi yükselir ve sinirleriniz daha da gerilir. Beyindeki amigdala bölgesi, kötü sinyallerin geldiğini algılar ve sizi rahatlatmak için çaba göstermeye başlar. Amigdala, vücuttan gelen stres sinyallerini fark eder ve bu stresi azaltmak için sürekli uğraşır. Ancak tüm bu süreç bilinçaltında gerçekleştiği için siz bu çabaların farkında olmazsınız. Şimdi bu olayı finans dünyasına, borsa veya uluslararası piyasalardaki fiyat hareketlerine uyarlayarak açıklayalım.

Yatırım Dünyasında Cognitive Dissonance

Bu teoriyi finans dünyasına uyguladığımızda, yatırımcıların beklentileri ile piyasa gerçekleri arasındaki uyumsuzluğun nasıl büyük bir stres kaynağı oluşturduğunu görebiliriz. Diyelim ki, bir hisse senedinin 6 TL’ye kadar yükseleceğine dair güçlü bir inanca sahipsiniz. Forumlarda bu hisseyle ilgili çeşitli yorumlar okudunuz, teknik analizlere baktınız ve grafiklerde bu yükseliş hedefinin gösterildiğini gördünüz. Grafikler, adeta bir “rehber” gibi göründü ve sizi etkiledi. Sonunda, “En azından 5,20 TL’den alayım” diyerek bu hisseye yatırım yaptınız. Ancak bilmeniz gereken kritik bir gerçek var: Hiçbir uzman, geleceği kesin olarak tahmin edemez. Teknik analiz bile %100 doğruluk garantisi sunmaz; her teknik analizin en az %30-40 yanılma payı vardır ve bu oran genelde %50’yi bulur.

Hisselerinize dönecek olursak, 5,20 TL’den alım yaptınız ve kısa sürede hisse fiyatı 5,25 TL’ye yükseldi. Bu küçük artış sizi mutlu etti. Daha sonra fiyat 5,27 TL’ye çıktığında heyecanınız daha da arttı çünkü beklentinizle fiyat hareketi arasında bir uyumsuzluk yoktu, dolayısıyla stres de yoktu. Ancak bir anda hisse fiyatı hızlı bir şekilde 5 TL’ye, ardından 4,90 TL’ye düştü. Bu noktada 5,200 TL yatırdığınız yatırımınız 4,900 TL’ye indi. Peki bu durumda nasıl hissederdiniz?

Beklenti ile Gerçekleşen Arasındaki Uyumsuzluk ve Stres

Pozisyon alırken zarar edeceğinizi hiç düşünmediniz. B planınız yoktu. Ancak hisse fiyatı 4,90 TL’ye düştüğünde, beklenti ile gerçekleşen durum arasındaki fark giderek açıldı. Bu uyumsuzluk beyninizde stres yarattı. Amigdala, fiyat düşüşü sırasında kandaki kimyasal değişimleri fark etti; adrenaliniz yükseldi, eliniz terlemeye başladı, bel ve karın bölgesinde hafif bir yanma hissi oluştu. Bu, stresin fiziksel yansımasıydı.

Amigdala, artan stresinizi fark edip sizi rahatlatmak için harekete geçti. Ancak beyin, zararı kabullenmek istemiyor. Daniel Kahneman’ın “Prospect Teorisi”nin bir parçası olarak, beyin zarar durumlarında bu gerçeği kabul etmekte zorlanır ve yatırımcıyı zararda beklemeye yönlendirir. Leon Festinger’in “Cognitive Dissonance” (Bilişsel Uyumsuzluk) teorisine göre, gerçekleşen ile beklenti arasındaki uyumsuzluk arttıkça, beynin direnci ve stres seviyesi de artar.

Beklenti ile gerçekleşen arasındaki fark büyüdükçe, stres ve zihinsel rahatsızlık artar.

Stresin Beyin ve Vücut Üzerindeki Etkileri

Festinger, borsa örneği vermese de, teorisi farklı alanlarda aynı prensipleri gösterir. Örneğin, bir kişinin sürekli müdür olmayı beklemesi ancak bu beklentisinin gerçekleşmemesi, ciddi stres yaratır. Zamanla kin ve nefret duyguları gelişir, işini sevmemeye başlar ve hayatında olumsuz değişimler meydana gelir.

Borsa özelinde, bu stres daha da belirgindir. Amigdala, artan stresin vücuda verdiği zararları azaltmak için çabalar. Sürekli stres altında kalan bir insanın damarları büzülmeye başlar, kan akışı düzensizleşir ve kalp ritmi bozulur. Uzun vadede, bu durum ciddi sağlık sorunlarına, hatta ur oluşumuna neden olabilir. Amigdala, tüm bu etkileri önlemek için stresinizi azaltmaya çalışır. Ancak bu süreç bilinçaltında gerçekleşir ve siz bu çabaların farkında bile olmazsınız.

Sonuç olarak, beklentilerinizle gerçekleşen durum arasındaki bu uyumsuzluk, hem yatırım kararlarınızı hem de fiziksel sağlığınızı etkiler. Stresi yönetmek ve doğru yatırım kararları almak için önceden bir B planı oluşturmanız hayati öneme sahiptir.

Amigdala’nın Rolü

Amigdala, vücudu korumak için stresi azaltmaya yönelik çözümler arar. Ancak bu süreç genellikle yatırımcıların irrasyonel kararlar almasına yol açar. Örneğin:

  • Zararı Kabullenememe: Beyin, zararı kabullenmeyi reddeder ve yatırımcı hisseyi tutmaya devam eder. Prospect Teorisi’nin öne sürdüğü gibi, zararlar kazançlardan iki kat daha fazla duygusal etki yaratır.
  • Fiyatı Yükseltmeye Çalışma: Yatırımcı, hisse fiyatını yükseltmek için çevresine olumlu mesajlar yaymaya çalışır. Forumlarda hisseyle ilgili olumlu görüşler paylaşır, düşüşe dair yorumları reddeder.
  • Ortalama Maliyet Düşürme: Yatırımcı, daha düşük fiyatlardan hisse alarak ortalama maliyetini düşürmeye çalışır. Bu, stresi geçici olarak hafifletir ancak rasyonel bir yatırım stratejisi değildir.

İdrak Uyumsuzluğu ile Başa Çıkmanın Yolları

Yatırımcıların Cognitive Dissonance etkisinden korunabilmeleri için bazı stratejiler uygulaması gerekir:

  1. B Planı Belirlemek: Pozisyon almadan önce, ters bir durumda ne yapacağınızı önceden planlayın. Zarar kes noktası belirlemek, stresin etkisini azaltır.
  2. Beklentiyi Yönetmek: Piyasa hareketlerini kontrol edemeyeceğinizi kabul edin. Her zaman olumlu bir sonuç beklemek yerine, gerçekçi bir bakış açısıyla hareket edin.
  3. Bilgi Kaynaklarını Çeşitlendirmek: Sadece olumlu yorumlara odaklanmayın. Eleştirel ve kapsamlı bir değerlendirme yapmak, daha bilinçli kararlar almanıza yardımcı olur.

Sonuç

Leon Festinger’in Cognitive Dissonance teorisi, yatırımcıların duygusal ve zihinsel tepkilerini anlamamıza büyük ölçüde yardımcı olur. Beynimizin zararı kabullenmek istememesi, stresle başa çıkmak için yanlış kararlar almamıza neden olabilir. Bu nedenle, yatırımcıların pozisyon alırken hem duygusal hem de rasyonel bir yaklaşımı dengelemeleri gerekir.

Bir sonraki yazımızda, yatırımcıların belirgin hataları ilgili yeni bir çalışmayı ele alacağız. Güncel bilgiler ve bilimsel temellere dayalı önerilerle daha bilinçli bir yatırım süreci geçirmenizi sağlamak için takipte kalın!

İndeks